Cumhurbaşkanımız Kütüphanemizin ve Merkezi Derslik Binamızın Açılışını Yaptı

“Türkiye’nin en büyük Üniversite Kütüphanesi” olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanesi resmi açılış töreni; Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı Sözcüsü Prof. Dr. İbrahim Kalın, İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun, Yükseköğretim Kurumu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Eski Meclis Başkanı İsmail Kahraman, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar, Kaymakam, Belediye Başkanı, sivil toplum örgütleri ve siyasi parti temsilcileri ile davetlilerin katılımıyla gerçekleştirildi.

2010 yılında kurulan; 11 fakültesi, yeni eğitim öğretim yılında 15 bine ulaşacak olan öğrenci sayısı, 1086 akademisyeni, 326 idari personeli ve 150’den fazla lisans ve lisansüstü programı bulunan İstanbul Medeniyet Üniversitesi; Türkiye’nin önde gelen yükseköğretim kurumları arasındaki yerini güçlendiriyor. Bu doğrultuda akademik ve bilimsel başarıların yanı sıra fiziki donanım kapasitesini de artırıyor. Üniversitemizin önemli projelerinden birisi olan ve en büyük Üniversite Kütüphanesi olarak tasarlanan 28 bin metrekare kapalı alanda 7 katlı olarak inşa edilen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle 12 Ağustos 2022 tarihinde resmi olarak açıldı.

“Üniversitemiz, Dünya 5’ten Büyüktür Gerçeğinin Yaşanacağı Süreçte, Rol Üstlenmeye Hazır Durumda”

Resmi açılış töreni programı, Üniversitemiz İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emin Maşalı’nın okuduğu Kuran-ı Kerim tilaveti ile başladı. Ardından açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik şunları kaydetti:

“Küresel dünya mevcut haliyle iç içe geçmiş hatta kontrolsüz bir şekilde yeni bir Medeniyet’e doğru ilerliyor. Bu ilerleyişte inşallah çok da uzak olmayan bir gelecekte ve ilk evrede Sayın Cumhurbaşkanım, sizin ifade ettiğiniz “Dünya 5’ten büyüktür” ifadesini hep beraber göreceğiz. Biliyoruz ki bütün bu oluşumlarda Dünya, Türkiye’ye fazlasıyla muhtaç. Sahip olduğu değerler, kültür ve Medeniyet mirası düzeyi itibarı ile Türkiye’nin Dünya’ya verebileceği çok şey var. Daha eşitlikçi, daha yaşanır, daha adil, daha insani bir dünyanın ihdasında Türkiye, büyük rol oynamaya aday bir ülke. Türkiye’nin bu role sahip olması gerektiğini bizler de biliyoruz ve yine biliyoruz ki bu süreç bilgi, bilim ve hikmetle yoğrulmuş genç nesillerin ortaya çıkışına muhtaç.

Türkiye’nin küresel ölçekteki bu sahipliğinde kendi Medeniyet değerlerimizi de esasa alarak, üniversitenin üstlenebileceği rolü dikkate alarak, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi ve niyetiyle 2010 yılında İstanbul’da kurulan bir devlet üniversitesi olarak bu role soyunan İstanbul Medeniyet Üniversitesi, hamdolsun artık şu anki haliyle bu sahiplikte rol üstlenmeye hazır bir noktada.

Bugün itibarıyla yeryüzünde 200 milyonu aşkın insan Yükseköğretim ağının içinde. 12 milyon öğrenci uluslararası dolaşım ağında ve Türkiye’den de dönemlik gidişleri de dikkate alırsak yıllık 100 bin civarında öğrenci yurtdışına eğitim için gidiyor. 250 bin civarında genç ise ülkemize geliyor. Bu çerçevede Yükseköğretim ağının uluslararası ölçekteki ve küresel ortamdaki büyümesi devam ediyor. Öyle ki devletlerin kendi iktisadi kalkınma yarışında bile Üniversitelerin rolü gittikçe artıyor. Eğer Türkiye dünyada bir rol sahibi olacaksa, Üniversitenin öncülüğü bu noktada önemli bir yer teşkil ediyor.

“İstanbul Medeniyet: Topluma Katkı Sunan ve Toplumdan Beslenen Sosyal Bir Üniversite”

Bu süreçte İstanbul Medeniyet Üniversitesi yepyeni bir açılımın sahibi olarak, var olan bilginin üretilmesi, öğrenciye takdimi ve diploma noktasında öğrenciye aktarılması boyutunda üçüncü bir fonksiyonun sahibi olma niyetinde. Allah’ın izniyle İstanbul Medeniyet Üniversitesi Türkiye’de Üniversiteciliğe yeni bir rol daha ekleme çabasında ve bu da üretilmiş olan bilginin, çoğaltılan bilginin öğrenci ve öğretim üyesi beraberliğinde dış dünyada var olan kurumlarla birlikte işlenmesi, bilgiyi topluma mal etme, toplumu da beraberinde büyütme ve toplumdan aynı şekilde beslenmedir. İstanbul Medeniyet Üniversitesi, bu yönüyle toplumsal bir üniversite olma iddiasında. Yani biz sadece bilimsel yeterliliği esas almıyoruz, onu yeterli bulmuyoruz. Hocalarımızın sosyal ve toplumla entegre faaliyetlerde yer almalarını hedefliyoruz, bunu da şart koşuyoruz. Ayrıca bununla beraber öğrencilerimizi de o alanda besleyecek bir tedbir olarak “sosyal diploma eki” veriyoruz. Gençlerimiz beş temel başlıkta ve normal diplomanın yanında kendi sosyal projesini, örneğin spor becerisini, sanat becerisini, kültür becerisini de diploma ekine yansıtabiliyor. Mezun olduğunda bu diploma ekinin kendisine çok ciddi katkısı oluyor. Buna ilaveten Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Gençlik Merkezi’ni kurduk. İstanbul Müftülüğü ile protokol yaparak, üniversitemizde ihtiyaç olan bazı başlıklarda öğrencilerimize manevi mentörlük yapıyoruz. Buna ilaveten STK’lar ile birlikte lisansüstü programlar yürütüyoruz. Örneğin Sivil Toplum Örgütlerinin Yönetimi Yüksek Lisans programımız var. Bir yönüyle İstanbul Medeniyet Üniversitesi, öğrencisi ve hocasıyla eğitim aşamasında toplumla entegre bir Üniversiteye evriliyor.

“Devletlerin Medeniyete Yaptıkları Katkıyı Ölçen Endeks Çalışmasında Lansman Aşamasına Ulaştık”

Bütün bunların ötesinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi bir şeye daha niyet etti ve o da şudur: Küresel ölçekteki bir sorumluluğa yol olsun diye devletlerin medeniyete yaptıkları katkıyı ölçen bir endeksi çalışıyoruz. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın bilgisi ve sahipliği dahilinde Türk Tanıtma Fonu desteğiyle inşallah bu başlıkta 15 temel alanda İstanbul Medeniyet Üniversitesi bir endeks çalışması yapıyor. Bu anlamda, uluslararası insani alanda devletlerin yaptığı katkıyı ölçen, uluslararası eşitlik ve adalete devletlerin katkısını ölçen, uluslararası iş birliği ve entegrasyona devletlerin katkısını ölçen, devletlerin uluslararası bağışlara katkısını ölçen ve son olarak da dünya ortak mirasını ölçen bir endeks üzerinde çalışıyoruz ve lansman aşamasına ulaşmış durumdayız. Buna ilaveten çok sayıda paydaş ile çok ciddi projeler içine girdik. Örneğin İstanbul’un Anadolu yakasında ve 5 ilçesinde Üsküdar, Kadıköy, Ümraniye, Sancaktepe ve Sultanbeyli’de bu ilçelerde bulunan 17 lisede gönüllü 2500 civarında öğrencinin yer aldığı bir proje yürütüyoruz. Fakat bu sadece öğrenciyle sınırlı olmayan bir proje. Öğrencinin ailesi de projenin parçası, ilaveten o bölgedeki esnaf, din görevlileri, öğretmenler ve okul idarecileri de bu projenin bir parçası. İnanıyoruz ki gençlerimizin üniversite aşamasında 5 temel alanda ihtiyacı var ve biz gençlerimize daha lise aşamasında beş alanı karşılamaya çalışıyoruz.” dedi.

Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik eserlerin yapımında emeği geçen herkese teşekkür ederek sözlerine şöyle devam etti: “İçinde bulunduğumuz mekan 2010 yılından beri ağır ağır bir şekilde olgunlaşan bir ortam. Biz bugün itibarıyla masterplan dahilinde kalıcı bina olarak addettiğimiz iki binamızın açılışındayız. Kütüphanemiz 28 bin m2 lik bir büyüklüğe sahip, 1 milyon basılı kitabı alabilir, 3 bin kişinin aynı anda istifade edebileceği büyüklükte ve Türkiye’nin en büyük Üniversite Kütüphanesi. Bu kütüphanenin ortaya çıkışında çok kişinin emeği oldu. Başta bizden önceki Rektörümüz Prof. Dr. İhsan Karaman hocamın projeye olan sahipliği, sonrasında inşaatının sürecinde yer almış olan Şahinler Holding’in sahipleri Saadettin Bey, Alihan Bey ve Merthan Beyler çok ciddi bir emek ortaya koydular. Ortaya çıkan eser, Türkiye’de hakikaten istisnai bir eser oldu. Gerek işçiliği, gerek inşaat kalitesi ve malzemesi itibarıyla standardın ötesinde bir eser ortaya çıktı. Hemen arkasında yer alan Merkezi Derslikler Blok’umuz olan ve 50 kişilik ile 130 kişilik sınıfları barındıran, 110 ayrı sınıfı olan bina 29 bin m2 sağ olsunlar Kahraman İnşaat vasıtasıyla gerçekleştirildiler. Başta Hamdi Bey, Metin Bey ve Veysi bey olmak üzere projede yer alan Kahraman İnşaat yöneticilerini candan tebrik ediyorum teşekkür ediyorum. İlaveten bu çerçevede kampüs projesinin mimarisinde büyük emeği olan Bünyamin Derman Beye de ayrıca teşekkür ediyorum.”

Ayrıca Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar’ın şahsında Ziraat Bankası’na ve Yönetim Kurulu’na da şükranlarını ifade etti ve emekleri için teşekkür etti.

Üniversitemiz Dünyanın En İyi Üniversiteleri Arasında Yer Alıyor

Rektörümüz konuşmasının sonlarına doğru Üniversitemizin elde ettiği başarıların uluslararası saygın derecelendirme kuruluşları tarafından da artık görüldüğünü ve tescillendiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sayın Cumhurbaşkanım, inanıyoruz ki üniversite öğrencisi beş temel alanı beraber getirmediği müddetçe ortaya çıkacak olan genç bazı noktalarda eksik kalacaktır. İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak, düzgün bir kişilik ve karakter oluşumu, sağlıklı bir sosyalleşme, akademik ve mesleki gelişim, küresel bilinç ve en nihayetinde de sağlıklı bir fiziki ve bedeni gelişimi esas almaya çalışıyoruz. Bütün master planlamamız buna göre teşkil etmeye başladı. Ortaya çıkan spor tesislerimiz ve faaliyetlerimiz ile mekanımızla bunlara sahip olmaya çalışıyoruz. Bu noktada da inanıyoruz ki Üniversitemiz usta- çırak ilişkisine olan bu ihtiyacı çok açık Türkiye bu nokta da bir mecburiyet içinde, hamdolsun bu çabamız son 2 yılda uluslararası ortamda tescil edilmeye başlandı. İstanbul Medeniyet Üniversitesi artık büyüme yolunda büyük bir yol kat etti. Örneğin, Times Higher Education (THE) 4 temel arası endekslerinde İstanbul Medeniyet Üniversitesi çok önemli noktalar elde etmeye başladı. Dünyanın en iyi üniversiteler sıralamasında İstanbul Medeniyet Üniversitesi 2022 yılın da ilk 800 bin bandında şu an beş temel kriterde yapılan değerlendirme de; eğitimin kalitesi ve araştırmanın kalitesi gibi başlıklarda İstanbul Medeniyet Üniversitesi kayda değer bir yer edinmeye başladı. Atıf kategorisinde dünyanın ilk 457’inci üniversite sıralamasındayız. Son 50 yıl da kurulan üniversiteler arasında 200 bandındayız. Rabbim inşallah niyetlerimizi tamamlamayı erdirsin. Açılışımız hayırlı olsun.”

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR: DÜNYADA YÜKSEKÖĞRETİM ALANI HIZLA GENİŞLİYOR

Rektörümüz Prof. Dr. Gülfettin Çelik’in katılımcılarına hitabının ardından, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar konuşma yaptı ve yükseköğretime erişilebilirlik konusuna vurgu yaptı: “Son yıllarda meydana gelen en önemli değişmelerin başında bütün dünyada Yükseköğretim alanının gittikçe genişlemesi gelmektedir. Türkiye’de hemen hemen her şehirde üniversitelerin açılması işte bu genişlemeye cevap veren bir adımdır. Önümüzdeki yıllarda bütün dünyada Yükseköğretime erişmek isteyen çok sayıda genç olacaktır” dedi.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar konuşmasını “İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanesi ve Merkezi Derslik Binasının hayırlı olmasını diliyor, saygı ve hürmetlerimi takdim ediyorum.” ifadeleriyle tamamladı.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: ÜLKE İÇİNDE VE DIŞINDA İFTİHARLA BAHSEDİLEN, BAŞARILARA İMZA ATAN ÜNİVERSİTEMİZİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ. “ÜNİVERSİTE MEDENİYET’TİR” İFADESİNİ HAYATA GEÇİRMEK İÇİN SAMİMİYETLE ÇALIŞAN REKTÖRÜMÜZÜ VE HOCALARIMIZI TEBRİK EDİYORUM.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise yaptığı konuşmada: “Kurulduğu 2010 yılından bugüne hızla gelişen, büyüyen, ülke içinde ve dışında iftiharla bahsedilen, başarılara imza atan üniversitemizi yakından takip ediyoruz. İlim ve irfan davamızı dünya çapında en iyi şekilde temsil etmek, “Üniversite Medeniyet’tir” ifadesini hayata geçirmek için samimiyetle çalışan Rektörümüzü ve hocalarımızı tebrik ediyorum. İnşallah yeni kayıt dönemiyle beraber 15 bini bulacak öğrencileriyle üniversitemiz, ülkemizin en seçkin yükseköğretim kurumları arasındaki yerini daha da güçlendirecektir. Bugün İstanbul Medeniyet Üniversitemize, marka değerinin önemli katkı sağlayacağına inandığım yeni bir eseri daha öğrencilerimizin ve hocalarımızın hizmetine sunmak için buradayız. Evet, Ziraat Bankamızın desteğiyle tamamlanan kütüphanemizin, merkezi derslik binasının üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum” dedi.

“Fiziki Büyüklüğüyle Ülkemizin En Büyük Üniversite Kütüphanesini Açıyoruz”

Ziraat Bankası Genel Müdürü’ne, yönetim kuruluna ve eserin ortaya çıkmasında emeği geçen herkese milleti adına teşekkür ettiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Temelini de bizzat attığımız bu eserin açılışını yapmayı nasip ettiği için Rabbime hamd ediyorum. Bünyesindeki 1 milyon cilt basılı kitabı ve aynı anda 3 bin kişiye hizmet verecek fiziki büyüklüğüyle ülkemizin en büyük üniversite kütüphanesini açıyoruz. Biliyorsunuz hâlihazırda ülkemizin en büyük kütüphanesi Ankara’daki Beştepe Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içinde yer alan hedef 5 milyon ciltlik kitap kapasitesine sahip Millet Kütüphanesidir. Burasının da Millet Kütüphanesi gibi haftanın her günü 24 saat açık olacağını, kullanıcılara her türlü imkânın sağlanacağını, ikramların yapılacağını öğrenmekten memnuniyet duyduk.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, öğrencilerden kütüphanedeki çay, kek gibi ürünler için ücret alınmayacağını, üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik’e sorarak onaylattı.

“Kitaba Sırtını Dönen, Cehaletin Zifiri Karanlığından Kurtulamaz”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kimi yazar ve düşünürlerin, cenneti envaiçeşit kitapla dolu görkemli bir kütüphaneye benzettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kütüphanelerin bilgiye, erdeme, öğrenmeye ve ilim tahsiline açılan kapı, hakikatin bilgisine giden yollardan biri olmasının bu teşbihin sebebi olduğunu vurgulayarak, merhum yazar Cemil Meriç’in, “Okumak iki ruh arasında aşıkane bir mülakattır” sözünü anımsattı.

Tilavetül Kur’an, Mülakatu’r Rahman, Musahabetü’l İhvan’ın verdiği lezzetin dünyada hiçbir şeyde bulunamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kur’an-ı Kerim’in zaten hayatın merkezi olduğuna vurgu yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu mübarek kitabı diliyle okurken kalbiyle de hissedenin hâlinin Cenabıhak ile mülakat olarak tarif edildiğini dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, yüzlerce alimle dostluk kurup onlarla feyizli sohbetlere dalma imkânı veren bir aracın da kitaplar olduğuna dikkati çekti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, her kitabın bir alim olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Her kitap bir dosttur. Her kitap bir alemdir. Hayret duygumuzun diri kalmasını kitaplara borçluyuz. ‘Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu’ buyuran inancımız bize beşikten mezara kadar ilimle meşgul olmamızı tavsiye ediyor. Atalarımız da kılıçla fethedilen toprakların ancak kalemle tutulabileceğini öğütlüyor. Bunun anlamı, bilgiyle donanmış, ilim yolculuğundan kopmamış bir milletin beka meselesi yaşamayacağıdır. Medeniyetimizin altın yıllarının kütüphanelerimizin de zenginliğiyle göz kamaştırdığı dönemler olması asla tesadüfi değildir. Kitap ve kütüphaneyle irtibatı kopan milletlerin bırakın insanlığa yol göstermesini, ayakta kalabilmesinin imkânsız olduğunu biliyoruz. Kitaba sırtını dönen, cehaletin zifiri karanlığından kurtulamaz.”

Edebiyat dünyasının öncülerinden merhum Nuri Pakdil’in, “Okumadığın gün karanlıktasın” ifadesini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: “Çocukları, gençleri ve yetişkinleri kitapla buluşturacak, kitabı ve okumayı sevdirecek projeler üretmeyi istikbalimiz adına hayati önemde görüyoruz. Bunun için de okullarımızdan başlayarak hayatımızın her alanının merkezine kitabı okumayı, dolayısıyla kütüphaneyi yerleştirmek istiyoruz. Açılışını yaptığımız bu güzel eserin de bizi hedefimize bir adım daha yaklaştırdığına inanıyorum. Esasen Avrupa’nın cehalet karanlığına boğulduğu bir dönemde ecdadımız kurduğu medrese ve kütüphanelerle tüm dünyayı aydınlatıyordu. Dünyanın diğer yerlerinde üniversitenin adı dahi geçmezken 830 yılında kurulan Beyt’ül Hikmet’te astronomiden tıbba birçok bilim dalı sistematik olarak yerini almıştır.”

“Medeniyetimizin temellerini okumak üzerine atan ecdat, bilgiyi yitik malları olarak görmüş ve hayatları boyunca onun peşinden koşmuşlardır” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hakkı teslim edilmese de bizim medeniyetimizin dünya bilim ve kültür mirasına yaptığı katkı asla göz ardı edilemeyecek büyüklüktedir” diye konuştu.

Prof. Dr. Fuat Sezgin’e Allah’tan rahmet dileyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sezgin’in gayretleriyle oluşturulan İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’nin çok zengin örnekleri yeni nesillerin dikkatine sunduğunu aktardı.

“Dünyanın Köklü Bir Değişimin Sancılarıyla Kıvrandığı Dönemden Geçiyoruz”

İslam, Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi’ni ziyaret etmeyen varsa, Gülhane Parkı’ndaki bu müzeyi gezme tavsiyesinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti: “Şehrinin giriş kapısında ‘Bilgi ve erdem, kılıç ve silahtan üstündür’ yazan bir medeniyetin önce kendi tarihine ve birikimine sahip çıkması gerekir. Maalesef uzunca bir süre bu konuda sıkıntı yaşadık. Daha doğrusu vaktimizi ve enerjimizi başka alanlara yönelterek biz bu iklimden bilinçli olarak uzaklaştık veya uzaklaştırıldık. Sadece biz değil, medeniyet coğrafyamızın her köşesinde aynı durum yaşandı, yaşanıyor.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: “Bugün dünyanın her alanda köklü bir değişimin sancılarıyla kıvrandığı dönemden geçiyoruz. Bize düşen, bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirerek kendi medeniyet değerlerimizin üzerinde hayal ettiğimiz, daha önemlisi hak ettiğimiz büyük atılımı gerçekleştirmemiz gerekiyor. Türkiye, sadece kendisi için değil, gözünü ve kalbini bu ülkeye, bu topraklara yöneltmiş koskoca bir coğrafyanın ve medeniyetin temsilcisi olarak bu mücadeleyi başarıya ulaştırmak mecburiyetindedir. Attığımız her adımda bu sorumluluğun idraki içinde olmalıyız. Geçtiğimiz 20 yılda kurduğumuz altyapı üzerinde başlattığımız her kalkınma hamlesinin böylesine derinlikli ve kapsamlı anlamı vardır. Her şeyden önce üniversitemizin adının İstanbul Medeniyet Üniversitesi olması rastgele değildir. Burada açılışını yaptığımız kütüphaneyi de herhangi bir eser, herhangi bir yatırım değil, işte bu büyük fotoğrafın bir rengi, bir çizgisi olarak görmemiz gerekiyor. İlmin, irfanın, erdemin gücünü kendine rehber edinen ecdadın izinden giderek biz de eğitim-öğretimle kültürle, sanatla, teknolojiyle hepsinden önemlisi insanla medeniyetimizi zirveye çıkartacağız.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kurdele kesimi öncesinde üniversitede bir de kıraat enstitüsünün açılacağı müjdesini vererek, “Evet, kıraata aşkı olanın âşık ve maşuk noktasında buluşması için hayra vesilesidir” ifadesini kullandı.

Üniversite Rektörü Prof. Dr. Gülfettin Çelik, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hediye takdim etti. Kütüphaneyi ve binaları gezen Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bilgilendirme yapıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Ziraat Bankası Kütüphanemiz ile merkezî derslik binamızın açılışının ardından öğrencilerimizle samimi bir atmosferde sohbet etti.

İstanbul Medeniyet Üniversitesi olarak, 28 bin m2 lik kapalı alanıyla en büyük Üniversite Kütüphanesi olan Ziraat Bankası Kütüphanemiz ile Merkezi Derslik Bloku’muzun öğrencilerimize, akademisyenlerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor; bu güzide eserlerin yapımında katkı sunan herkese teşekkür ediyoruz.